#EbileteHayır
Eşimle ortak bir hayalimiz vardı.. O da maaile maçlara gidip sevdalandığımız renkleri desteklemek, tribünlerdeki dostluk ve aile ortamını inanan inanmayan bilen bilmeyen herkese göstermek. Avrupa'daki insanlar gibi bir hafta sonu aktivitesi olarak sevdikleri ile birlikte medeni bir şekilde gönül verdikleri renkleri desteklemeye gidebilsinler..
Yaklaşık yedi ay önce bir tribüncü ile ömrümü paylaşma kararımdan sonra kafamda tezahür edemeyeceğim değişikliklerin hayatımda nasıl vuku bulduğunu anlatmıştım.. Yazıyı yazarken oğlum 4 aylıktı ve ben iple 2014-2015 sezonunu çekiyordum ki onu da alıp stada maç izlemeye götürelim, tribünlerde öğrensin dostluğun ne demek olduğunu. Hepimiz okul hayatımızda, iş hayatımızda sosyal ortamlarımızda birçok arkadaş ediniriz ama ben hiç bu kadar çok insanın dost olabildiğini birbirlerinden bir çıkar sağlamayı düşünmeden iyi ve kötü günlerde hep bir arada durduğunu görmedim. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde büyüyen insanların benimle aynı kaderi paylaştığından eminim. İstedim ki oğlum aile ve dostluk kelimelerinin anlamlarını sözlük okuyarak değil yaşayarak görsün, benim gibi laf olsun diye cümle içinde kullanmasın. Tam da bu nedenden tribünlerdeki kardeşliği inanan inanmayan bilen bilmeyen herkes görsün istedim, elimden geldiğince dilim döndüğünce kendi arkadaşlarıma çevremdekilere anlattım. Maalesef ki o havayı solumadan anlamak mümkün değil..
İnsan eliyle yapılan anıtlar binalar yıllar geçtikçe mimari ve tarihi bir değer kazanıyor yıkılmasını bırakın restorasyonuna bile izin verilmiyor. Ama insanların maneviyatıyla inşa edilen değerler bir çırpıda rant için yerle bir ediliyor, bütün verilen emekler, harcanan çabalar ve yapılan fedakarlıklar bir anda yok edilebiliyor. Nasıl mı? Tek bir yasa yetiyor tüm bunlara.. 2011’de çıkan ve tribünleri bitirmeyi amaçlayan bir kanunun uygulaması her geçen gün yaygınlaşıyor. Tribüne zarar verenleri bitirecek, kavgaları olayları sona erdirecek derken meşaleleri hedef aldı ardından maça giden her bireyi.. Neden peki? Gerçekten amaç tribünlere huzur ortamı getirmek evde dedeyle nineyle çekirdek çitler ortamı yaratmak mı yoksa kaba hesapla 13milyon TL gibi bir rant yaratıp bunu da yandaşlara dağıtmak mı?
Neden istemiyoruz e-bileti? Madem sadece tribünlere huzur getirecek neden bu kadar insan rahatsız bu durumdan? Çünkü kimse ben su almaya büfeye gittiğim zaman koltuğumun olduğu alanda bir kavga çıkmayacağının garantisini vermeyecek, o kavgada birisi yaralansa failinin ben olmadığımın şahidi olmayacak. Polis hastanede yatan kişinin nasıl yaralandığı daha tespit edememişken şüphe götürmez failin cinsiyetinden kimliğinin seri numarasına kadar her türlü bilgiye sahip olacak. Peki bu fişleme değildir de nedir? Muhakkak ki faili meçhul olaylar azalacak ama hapishanelerde haksız yere yatan insan sayısı da artacak. Tribünde meşale yakmaktan dolayı bile 3 yıldan yargılanabilirim, ateşli silah olarak sınıflandırılabilir ya.. Kim aklında bu olasılıklar varken maça gidebilir, gitse bile polisin her an müdahale etmesinden çekinmeden takımını destekleyebilir?
Tribüncünün katlanmayacağı bir çok olumsuzluğu barındırıyor bu Elektronik bilet ama daha çok uzatmayacağım ve kaybedeceğimiz pek çok güzellik olacak… Mesela her sene Murat Elsaleh Fotoğraf yarışmasında deplasman otobüslerinden bir kare mutlaka oylamaya kalır. O eski otobüslerle binlerce kilometre alt alta üst üste yapılan yolculuk o kadar güzel anlatır ki o kardeşliği.. e-biletten sonra bu fotoğrafları da artık göremeyeceğiz..
Elbette ki yetmeyecek bu çabaları tribündeki kardeşlik ateşini söndürmeye. Belki oğlumla el ele maç izleyemeyeceğiz Doğu tribününde ama Metin Oktay tesislerinde desteklemeye devam edeceğiz takımımızı. Sanmayın ki yalnız biz yapacağız bunu, maçlarda takımının yanında olamayan taraftar desteğini antrenmanlarda verecek sporcularına, yada daha gerçekçi olmak gerekirse bu insanlar maç öncesinde yaptıkları gibi sokakta toplanmaya devam edecekler içlerindeki ateş sokakta yanmaya devam edecek hiç bitmeyecek sönmeyecek daha da alevlenecek rantçılar üflemeye çalıştıkça..
Occupytribunkardesligi
0 yorum:
Yorum Gönder